YETERLİ Parti Genel Lideri Akşener, zelzele bölgesini ziyaret etti

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, “Yangın söndürmek için buradayız, yangından mal kaçırmak için burada değiliz. Hayatımın hiçbir devrinde yangından mal kaçırmamışımdır. Artık özne milletimiz.” dedi.

Meral Akşener, 10 ili etkileyen ve “asrın felaketi” olarak nitelendirilen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki zelzelelerin merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçelerinde depremzedelerle bir ortaya gelerek, sıkıntıları dinledi.

Ardından açıklama yapan Akşener, zelzelede hayatını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek, enkaz altındaki vatandaşların bir an önce sağ olarak kurtulması temennisinde bulundu.

Depremin olduğu gün 16 milletvekili ve genel lider yardımcılarını bölgede görevlendirdiğini aktaran Akşener, alandan gelen meseleleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve hususun muhataplarına ilettiğini söyledi.

Akşener, partilerin AFAD ile arama kurtarma çalışmalarına katıldığını söz ederek, ayrıyeten afete yönelik uyum kriz merkezi kurdukları bilgisini verdi.

Afet uyumunu STK’lerle yürüttüklerini belirten Akşener, “Adıyaman’da iki çadır hastanesi yarın sabah prestijiyle kurulmuş olacaktır. Bizim şahsen organize ettiğimiz 15 doktor misyona başlayacaktır. Bu hastaneleri gereksinim duyan öbür vilayetlerimize de kuracağız.” diye konuştu.

Adıyaman’da 1400 bireye yemek hazırlayacak kapasiteye sahip ekipman ve donanımı bölgeye ulaştırdıklarını, Kahramanmaraş’ta da bir aşevi kurduklarını aktaran Akşener, ayrıyeten Antakya’da afetzedelere yemek dağıtımı yapmak üzere bir fabrikayla mutabakat yapıldığını lisana getirdi.

– “Devletin sesinin duyulma vakti, siyasetin ise susma zamanı”

Akşener, bölgeye toplam 164 tır, minibüs, arazi aracı ve 8 kamyonetle jeneratör, konteyner, iş makinası, besin, giyecek, hijyen, bebek materyallerini gereksinim sahiplerine ulaştırdıklarını ve ulaştırmaya devam edeceklerini söz ederek, şöyle devam etti:

“Bunlar tıpkı vakitte milletimizin bize verdiği yardımların ulaştırılması tarafında de bir misyondu. Zelzelenin birinci günü demiştim ki ‘Bizim susma vaktimiz, devletimizin konuşma vakti. Devletin sesinin duyulma vakti, siyasetin ise susma vakti.’ Buna uyduk. Artık bugün Pazarcık, Kahramanmaraş merkezdeyiz ve buradan Elbistan’a geçeceğiz. Artık de milletimizin sesini duyup, kamuoyuna yansıtma vakti. Bugün milletimizin sesini dinleyip, eksik gedik, rahatsız edici durumlar, yapılmayan, yapılması gereken nedir, bunları görüp öğrenip, bunun teminine çalışmak ve bunu yerine getirtmek vaktidir. 72 saat sonra buradayım. Gölcük sarsıntısını birebir yaşamış, akrabasını kaybetmiş bir milletvekili, bir beşerim. Kurtarma çalışmalarının yapıldığı yerlerde ayak altında dolaşmak, oraya mani olmak yanlışsız değildir.”

– “Askerin, jandarmanın sarsıntı bölgesine girmesi gerekiyordu”

Bölgede pek çok aksaklık gördüğünün altını çizen ve 2009 yılında Sivil Savunmanın kaldırılarak AFAD’ın kurulduğunu söyleyen Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:

“AFAD değerli bir kurum lakin çalışan insan sayısı sonlu. En az 30 bin kişinin, 15-65 yaş ortasında sivil insanın, vatandaşın eğitildiği, afetlerden yangın söndürmeye, sarsıntılardan sel baskınlarına kadar arama kurtarma çalışmalarını yapmak üzere eğitilen insanlardır. Bu kalktı, yalnızca devlet memurunun bulunduğu ve sayısının yetersiz olduğu bir yeni kurum ortaya çıktı. AFAD’da çalışan her bir arkadaşımdan Allah razı olsun lakin sayıları az. AFAD’da vazife yapan insanlardan bir kişi başkandır ve altında bu sivil insanların olması lazım. Birinci yanılgı, yanlış bu. İkincisi valilerin talimatıyla derhal askerin, jandarmanın sarsıntı bölgesine girmesi gerekiyordu. Zira jandarmanın arama kurtarma konusunda çok önemli bir bilgi birikimi mevcuttur. Girmesi gerekiyordu. Yardım dağıtımındaki deneyimi sivil insanların tümünden daha fazladır.”

Kahramanmaraş’ta tamamı yıkılan Ebrar Sitesi’ne de gittiğini belirten Akşener, “Arkadaşlar siteden bir tane demir verdiler. ‘Demiri Meclis’te göster’ dediler. 8 katlı binanın inşaatında kullanılan demirin inceliğini göstereceğim. Kurtarma çalışmalarındaki eksikliklerden bahsettiler. Bir arkadaşımızın annesi ve babası enkazın altındaymış. ‘Burası evvelce bir bataklık, tarlaydı. Biz burada sarımsak ve soğan yetiştirirdik.’ dedi. O binayı yapan müteahhit, orayı imara açan el, o imara imza atan eller ve orayı yapan müteahhit, satan bireyler…” diye konuştu.

– “O kişinin canının kurtarılması için üzerime düşeni yaparım”

Bölgeye rozeti olmadan, yalnızca Meral Akşener olarak geldiğini vurgulayan Akşener, şöyle devam etti:

“Muhalefet halkın avukatıdır, iktidar iş görür, hizmet yapar. Muhalefet öğrendiklerini tahliliyle anlatır. Bir kutuplaştırma lisanı devam ediyor. Bugün kim yönetiyor devleti? AK Parti, Cumhur İttifakı ve Sayın Erdoğan yönetiyor. Sayın Erdoğan tek bir kişi, devlet onun şu an prestijiyle. Münasebetiyle bütün belediyelerin tamamının Cumhurbaşkanı olarak onların kaynaklarını, bizlerin vergisiyle oluşan Hazine’nin kaynaklarını birleştirip çarçur etmeden burada oluşan sorunların çözülmesini sağlaması lazım. Bugün bu keşmekeşin, karmaşanın temel sebebi bu tek adam sistemidir.”

Akşener, devletin birinci önceliğinin ciddiyet, ikincisinin ise kapsayıcılık, eşitçilik olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bir tek canın kurtulabilmesi için her kapıyı çalar ve gerekirse o kapıyı bir yumrukla kırar, o kişinin canının kurtarılması için üzerime düşeni yaparım. Yangın söndürmek için buradayız, yangından mal kaçırmak için burada değiliz. Hayatımın hiçbir devrinde yangından mal kaçırmamışımdır. Artık özne milletimiz.”

– Çadır kenti ziyaret etti

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, 10 ili etkileyen zelzelenin merkez üssü Pazarcık’ta incelemelerde bulundu.

Akşener, ilçe girişinde kurulan çadır kenti ziyaret etti, depremzedelere “geçmiş olsun” dileklerini iletti.

Daha sonra kent merkezine geçen Akşener, enkaz alanlarında incelemede bulundu, vatandaşları dinledi.

İncelemelerinin akabinde depremzedelerin barındığı Sütçü İmam Üniversitesi Spor Salonu’nda açıklama yaptı.

Akşener daha sonra ikinci sarsıntının merkez üssü olan Elbistan ilçesine geçti.

Kaynak: Memurlar