Akşener’den ‘seçim tarihi’ açıklaması

Fox TV canlı yayınına katılarak soruları yanıtlayan Akşener, afetin mukadderat olduğunu lakin felakete dönmesinin “ihmal, yanlışlık, eksiklik, beceriksizlik, liyakatsizlik” olduğunu söyledi.

1999’da Kocaeli, Gölcük merkez, Yalova, Sakarya, Bolu ve Düzce’ye yanlışsız giden bir aksta İstanbul’u da önemli sallayan bir sarsıntı yaşandığını anımsatan Akşener, bu zelzelenin yıkıntıları üzerinden bir şeyler oluşturmaya çalışıldığını, eksikliklerin, yanlışların bireyler ve siyasetçilerce anlaşıldığını aktardı.

Akşener, bugün kendilerini yönetenlerin 2002’de iş başına geldiklerini ve 21 yıldır iş başında olduklarını, 2017’den sonra ise “partili cumhurbaşkanlığı denilen, her şeyin bir kişinin kararına bağlı olduğu bir sisteme” geçildiğini belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bir kişinin kararına bağlı olduğu için çok süratli yürümesi gereken sistemin bir arada bir bürokratik kararsızlık ortaya çıkardığını; uygun berbat biliyorduk da; ben bu sarsıntı esnasında gördüm. Karar alamıyor beşerler. Bütün bu yanlışlıkların art planında birincisi liyakatsizlik, beceriksizlik, ciddiyetsizlik fakat bir de bu tek adam sisteminin getirdiği, süratli olması gereken kararların tam bilakis alınamadığı, kimseden kimsenin haberi olmadığı, söz şu; üstten talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı sistem.”

Meral Akşener, 1999’daki sarsıntı sonrasında Kocaeli’de yaşayan ailesinin yanına gittiğini, Belediye Lideri, Vali, iktidar ve muhalefet mensubu milletvekillerinin bir ortaya gelerek, ne yapabileceklerini konuştuklarını anlattı. O süreçte iktidar ve muhalefetin bir ortada çalıştığını belirten Akşener, şunları kaydetti:

“Sayın Erdoğan’ın yerinde olsaydım, sabah 08.00’i geçirmemek kaydıyla hiç değilse Meclis’te kümesi bulunan partileri lakin o da değil bütün siyasi partilerin genel liderlerini arar ve özel kalemine arattırır, davet eder, ‘Ne yapalım arkadaşlar?’ derdim. Ondan sonra da tıpkı o küçük Kocaeli’de; o daha dar bir alandı bizim için; o alanda yapılanın tamamını biz üstlenir giderdik. Artık bu olmadığı için bir de Sivil Savunma Kanunu 2009’da kaldırıldı. Ortada AFAD var. AFAD’a verilen vazifeler acayip yüksek. Ancak hazırlık var mı? Yok.”

– 1999 Marmara Zelzelesiyle alandaki “asker sayısı” kıyaslaması

Akşener, 1999 Marmara Depremi’nin ikinci günü kilometrekareye düşen asker sayısı 0,69 iken bu sayının 6 Şubat sarsıntılarının ikinci günü olan 8 Şubat 2023’te 0,03 olduğunu savundu.

“AFAD’ın son 14 aydır kâfi gereç alımı yapamadığı, bunun nedeninin bütçesinden öteki kurumlara yapılan aktarmalar nedeniyle kâfi finansal kaynakların bulunmaması” olduğuna dair bilgilerin kendilerine iletildiğini belirten Akşener, şöyle konuştu:

“Hepimizin parasıyla oraya teçhizat alınıyor ve siz buraya teçhizat götüremiyorsunuz. AFAD depo kayıtlarında görünen fakat zelzele bölgesine gereğince ulaştırılmadığı bilinen, 19 bin 859 seyyar tuvalet. Bayanlar benden tuvalet istedi. 7 gün gittim üst üste, her gün bir yerde. Emsal durum, çadır ve bunun üzere mevzular için de geçerli. Özgeçmişlerine erişilen 65 AFAD Vilayet Müdürünün yalnızca 15’i arama kurtarma hizmetlerini direkt ilgilendiren yer bilimi, inşaat ve sağlık bilimlerinde lisans seviyesinde eğitim tahsil görmüşlerdir. Bu 15 vilayet müdürünün hiçbiri sarsıntı bölgelerinde misyon yapmamaktadır. Geri kalan 50 vilayet müdürünün 38’i Anadolu Üniversitesi, bu vilayet müdürlerinin birçoğunun örgün eğitim değil açık öğretimden mezun oldukları tarafımızdan bedellendirilmektedir. İİBF’den mezun olmuşlardır.”

İYİ Parti’den 16 milletvekilinin, genel lider yardımcısının bölgeye gittiğini, vilayet ve ilçe teşkilatları ile orada bulunan üyelerden bilgi aldıklarını, bunları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlıklara ilettiklerini kaydeden Akşener, “Bir AFAD müdürü, bir kentte. Bilgi dahilinde, bir de yardımların yerine ulaşamadığını fark ettik. Bunun üzerine bir hadise tahlili, AFAD müdürü arandı. Bunlar yardım etsinler, müsaademiz de var, zımnî gizli bir iş değil. AFAD Müdürü Vali’den, Vali genel merkezden şey yapmadan müsaade veremedi. Bunlar için her seferinde saraydan bir kişi arandı.” dedi.

– “18 Haziran’da katiyen bu seçim olmalıdır”

İYİ Parti Genel Lideri Akşener, zelzelelerin akabinde gündeme gelen “Seçim ertelenmeli mi ertelenmemeli mi?” sorusuna bakış açısının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

“Ben o vakit şunu söyledim; ’14’üne yetişemeyebilir. Alan büyük görünüyor. 1 milyon 700 bin insan göç etti diye bilgimiz var. Bunun 3 milyona ulaşacağı söyleniyor. Sayın Erdoğan’ın söylediği lakin kararını vermediği 14 Mayıs olmayabilir’ dedim. ‘Ama 18 Haziran’da katiyetle bu seçim olacaktır, olmalıdır. Bunun tereddüt haline bile gelmesi hakikat değil’ dedim. Hala birebir noktada duruyorum. Artık aldığımız bilgilere nazaran, 14 Mayıs’ta Sayın Erdoğan’ın bu seçimi yapacağına dair. Onu da ne vakit öğreneceğiz? 10 Mart’ta bu kararın alınması gerekiyor.”

– 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı konusu

Meral Akşener, “2 Mart’ta Millet İttifakı yine masa başında toplanacak. Türkiye 2 Mart’ta neyi öğrenecek?” sorusu üzerine, kendi mesken sahipliğinde toplandıklarında, Cumhurbaşkanı adayının hangi usulle nasıl belirleneceğine dair bir çalışmanın artık yapılması gerektiği talebi üzerine, bunun yol ve formüllerini konuştuklarını anlattı.

13 Şubat’ta yapmayı planladıkları fakat ertelenen toplantıda, ne yapacaklarını netleştirip, kamuoyuyla paylaşmayı planladıklarını, fakat aday hakkında bir kararları olmadığını aktaran Akşener, şöyle devam etti:

“2 Mart’ta yapacağımız toplantıda bunun yolu metodunun mutlaka konuşulacağını düşünüyorum. Ben söyleyeceğim zira. Bu hususta kararlarımızı süratli bir biçimde almamız lazım. Şayet 14 Mayıs ise, süreç 2,5 ay. İsmi ne vakit öğrenirsiniz onu bilemiyorum. Öteki arkadaşlar ismine konuşmak hakikat değil. Biz şu ana kadar rastgele bir aday ismini, ismi geçenlerin hiçbirini o masada konuşmadık. Kendi ortamızda da konuşmadık.”

Aday belirleme konusunda geç kalınmadığını vurgulayan Akşener, “Sizin önünüzde kaç isim var?” sorusunu ise “Bilmiyorum.” diye yanıtladı.

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı masaya gelirse, bu türlü bir karar için bir başkan tereddütte kalırsa nasıl bir tablonun ortaya çıkacağına ait soruya, şu karşılığı verdi:

“Sayın Kılıçdaroğlu ortak olarak adayın belirleneceğini kendi ilan etti. CHP’de Sayın Bülent Kuşoğlu’nun Sayın Hande Fırat’a verdiği bir beyanat var. Bu masa Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için kurulmuş olduğunu betimleyen ve onun aday olmadığı takdirde masanın dağılacağını söyleyen bir şey. Bir tekzip görmedi bu. Sayın Bülent Kuşoğlu muhasebeden sorumlu genel lider yardımcısı, biliriz ki Sayın Kılıçdaroğlu’na çok yakın bir insandır. Münasebetiyle bu kabul gören bir durumsa ben de diyorum ki biz de o vakit bu 6’lı masanın önderleri olarak, bizim o masaya otururken ki bilgimiz nedir, gücümüzü, gücümüzü birleştireceğiz ve 13. Cumhurbaşkanını seçtireceğiz. O vakit rol icabı kurulmuş bir masa olur ki bu tartışmadan uzak, o bir noterlik misyonu gören bir masa. Benim bilgimin içinde bu masa noter vazifesi görmeyecek. Yani bize söylenen o değil. Buradaki çelişki kısmı, aslında bize ilişkin değil.”

Kaynak: Memurlar